Etiketler

10 Mart 2014 Pazartesi

Zuckerberg’den ve Zuckerberg’e gelişmekte olan ülke dersleri


Facebook’un kurucusu olarak adlandırmaya alışık olduğumuz Mark Zuckerberg bugünlerde WhatsApp’e 3 milyar doları opsiyon olmak üzere 19 milyar dolarlık yatırım yapan kişi kimliği ile öne çıkıyor. Zuckerberg, Barcelona’da WhatsApp satın almasını tartışmalı fiyatını savunurken internetin yaygınlaştırılmasında değerin gösterilmesi için ücretsiz sunmanın önemli bir koz olduğunu da belirtti.

Zuckerberg’in Facebook tarafından geçen sene başlattığı internet.org inisiyatifinin (kurucu üyeler arasında Ericsson, Qualcomm ve Samsung da bulunuyor) devamı niteliğindeki yorumlarının ilgi çekici yanı, Filipinler ve Paraguay’daki bölgesel denemelerde operatörlerin iki ila dört ay içinde mobil veri abonelerinin sayısının iki katına çıktığını görmeleri şeklindeki açıklama oldu. Zuckerberg, müşterilerin tadını aldıklarından veri için para ödeyeceklerini ileri sürüyor.

Herkesin gözünü diktiği gelecek 1 milyar internet kullanıcısı ile ilgili bu çarpıcı açıklama, tutarlı olabilir ama gelişmekte olan ülkelerden bahsediyorsa buralarda yaşayanların da bu işe katkı sunmasında yarar var. Buradan o tarafa bakınca, bunun Platon filmi gibi bir açıklama olduğunu düşünüyorum. Platon ya da Müfreze, olaylar Vietnam’da geçmesine karşın ABD’nin içinde bir mahallede çekilse çok daha iyi olacağını düşündüğüm bir filmdi.

Accenture Türkiye Genel Müdürü Tolga Ulutaş ile geçen sene görüştüğümüzde, gelişmiş ülkelerdeki operatörlerin Facebbok gibi uygulamalardaki servislerin reklam gelirlerinden pay almak için bu şirketlerden ücret talep ettikleri; bu tür bir anlaşma olmadığında ise hızı düşürmek ya da reklam alanlarını karartmak gibi yollara başvurduklarını söylemişti.İkincisi zaten öldürücü ama internet üzerindeki trafiğin yüzde 60’ının videodan geldiği bir dönemde hızın sınırlanması da yeterince öldürücü olabilir. Dolayısıyla bu asıl olarak gelişmekte olan ülkelerden çok gelişmiş ülkelerdeki operatörlerin kalbini çalmak için yapılmış bir açıklamaya benziyor.

İkincisi gelişmekte olan ülke hikayelerini birkaç yıldır Afrika örnekleri ile dinliyorum. Burada başarılı olan mobil ödeme sistemleri Zuckerberg için bir turbo olabilir ama bunların tadılması da operatör desteğine gerek olamadan kendi kuralları ile daha önce ortaya çıkmıştı. Katırcıların köyleri dolaşırken ödeme işlerini de yanlarında taşıdıkları POS’larla offline ya da çevrimdışı olarak halletmeleri zaten harcıalem bir örnek oluşturuyordu. Mobilite sadece aradan katırcıları çıkardı. Zuckerberg’in sözlerini değerlendirirken bu ülkelerdeki “lazım değil kardeşim” yaklaşımını kırmak için tat vermekten fazlasını yapmak gerektiğini eklemek gerekiyor.

Gelişmekte olan ülke insanlarının en güçlü yanları olan ucuz ya da ücretsiz alternatif oluşturmayı kırmak için bu insanların para kazanacağı ekosistemler içine bu yeniliklerin monte edilmesi gerekiyor. Ücretsiz Wi-Fi bulup onun üzerinden Skype kullanmanın ya da kendisinin satın aldığı WhatsApp ile mesajlaşmanın cep telefonu ile konuşmaya göre özellikle gelişmekte olan ülkelerde ne kadar güçlü bir alternatif olduğu düşünülürse, gelişmekte olan ülkeleri örnek verirken daha dikkatli değerlendirme gereği görülüyor.

Yıllar önce yaşadığımız “MMS Devrimi” burada açıklayıcı rol üstlenebilir. Operatörler MMS kullanımının sıçramasına övgü dizerken, bunun servisin ücretsiz verilmesinden kaynaklandığı yüksek sesle ifade edilmiyordu. Sonra bunun gelir beklentisi olmayan bir müşteri sadakati uygulaması olduğu savunuldu. Ve coğrafya gözetmeyen Azrail rolündeki “servis kalitesi” ya da daha açık olarak telefonlar arasındaki uyumsuzluk başta olmak üzere bir dizi nedenle MMS’ler yerine ulaşmayınca bu dünya Kripton gibi yok oldu.

Toplumlar kendi içlerinde geliştirdikleri çözümleri uygulamaya koyarken gerekli olanakları kendilerine doğru çekmeyi başarırlar. Şu anda böyle bir dönemden geçiyorsak, Zuckerberg’in söylediklerine daha ılımlı yaklaşmakta mümkün. Ancak Bill Gates’in geçen sene FT’de yer alan röportajında bu ülkelerdeki insanlara çiçek aşısı ulaştırmanın onları internete bağlamaktan daha önemli olduğu yorumunu da aynı incelikle değerlendirme listesine eklemek gerekiyor. 

9 Mart 2014 Pazar

Andy Serwer in the age of social media

Andy Serwer, Managing Editor of Fortune Magazine, has been arguing or thinking aloud about the change including the one in media industry.  In the current issue of Fortune, he is discussing the issue again over the tie issue. He says wearing the tie is old school which is true.
One sentence about Brooks Brothers is a good lead for chasing the company, recently introducing itself to Turkey with Koc Group and it again is a tie story.
The tie equation in Turkey is as far as I can see, is a trend set by the bosses rather than the professionals and is more significant in those who ascend to new positions like angel investor. I believe the feeling is what my late father expressed as giving up the "halter of civilization". Wearing the tie for 23.5 years, he did not put it on again after he retired. It might be a quest to communicate with his children who gave up the tie afer highschool.
Talking to Michael Dell in Texas saying that he privatised his company to be sincere with people without the pressure of investors, the tie-less figure pictured the search for independence and freedom on my mind which also covers access.
That brings us to a big dilemma with Serwer's column. Googleing the aricle with the header "The tie is so old school" you can find it on CNNMoney; but only the beginning where you can actually get the data on tie sales. But the impressing part or let me put it like this the sensational part which suits social media is not public and subscription is required. http://money.cnn.com/2014/02/27/leadership/tie-old-school.pr.fortune/
The remaining part of the article is actually the part to socialize Serwer with his counterparts or peers and it is not free in the age of social media. It is like you can get the data on climate change for free while you have to pay for the testimonies of people who say they have headache. The men with no-tie don't think this is true.
The main problem with the new age is that we no longer can evaluate and which is crucial is not the valuable thing but the thing that people will pay for. They will either appreciate them as your leader and pay to be a part of the crowd- (sourcing, funding, etc.scheme) or you will become a follower who is not paid.
The details become more important than ever and I am unhappy that I could not share Serwer's article or opinion as to have a basis for my own impessions to be better comprehended.