Neden
kırmızı değil de beyaz aktı kan?
Koca bir
soru işareti ziyan oldu bu soruya.
Hayatın
boyunca kullanmadığın soru işaretlerinden
Biri.
Kazanacak
mıyım?
Kaybedecek
miyim?
Yak son
kurşunlarını kendi ölümünde.
Ağrıyan bir
karaciğer
Gizlenirken
arkasına
Nefes almak
isteyen bir akciğerin
İki soru
daha gönder sonsuzluğa.
Ve patlasın
içinde, hiç ses çıkarmadan
Neden
kırmızı değil de beyaz, kan?
Git, gel, yat,
kalk…
Ve asla
paylaşılmayan bir uyanış
Bağlayamaz
hiçbir gemiyi limana.
Cam parçaları
buluyorsan
Yere yapışan
bir çocuğun yanında
Asla
göklerde hayal etme kendini
Ve bu son
yalan olsun, kendine söylediğin.
Neden
kırmızı değil de beyaz aktı kan?
Sen mi
yanıldın yine?
Isırma
dudaklarını
Bırak gitsin
gözyaşı.
Ki sen
hayatın boyunca dün vermedin kimseye
Şimdi boktan
bir sevgi konuyor önüne
Sahibinin
terliklerini getirmek bedeliyle.
Neden
kırmızı değil de beyaz aktı kan?
Bilmiyor
musun bunu da,
Bilmediğin
gibi önceki ölümlerini.
Basit bir ölümlülük
müydü aradığın, basitlik
Hataların
patlamıyor mu yüzünde, öpüşürken kederinle
Nasıl
dilenciye dönüştün, oynarken ölümüne kralı.
Neden
kırmızı değil de beyaz aktı kanın
Asla
sönmeyecekmiş sanırken içindeki kor.
Sen yenildin
ve bunun önemi yok
“Bir denemek
istiyorum” diye başlamıştı hikaye
Biliyordun
yenilecektin ama geçmezdi ki koca bir hayat
“Asla yok
hakkımız yenilmeye” diye diye.
Bundan belki,
gerçeğin ağırlığından ölümün
Ki
yaklaştırmazdın bir zaman onu kendine.
Kan beyazsa
eğer kendi kanındır ölümünde
Ve yansır
sonsuza kadar ölünün gözlerinde.
6.1.2008
11:40-12:00
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder