Etiketler

1 Aralık 2013 Pazar

Geri besleme enerjisi ve bir medya analizi


Paul Doany’nin metin mesajını aldığımda Chicago’da saat gece 11:00 civarındaydı. Türk Telekom’un eski CEO’su ve yeni kimliğiyle yatırımcı işadamı kendi yatırımlarından biri üzerinden yaptığım profillemesi için güzel sözcükler kullanıyordu. En hoşuma giden, profesyonelce yapılmış bir çalışma olduğunu yazması oldu. Ancak bu mesajın ardından ben o çalışmayı o kadar profesyonelce bulmuyorum.

Liderlik konusunu biraz daha derin işlemesi ve Paul’un güne kaçta başladığı gibi detayları da içermesi gerekiyormuş. Ben daha önce bir şey yazmayı sürekli “planlarken”, şu anda saat gece yarısına yakın zamanda klavyenin başında yazı yazıyorum.

Diğer konu ise şu: Türkiye saatiyle 7:00 civarında mesaj atan birinin saat kaçta kalktığı ve güne nasıl başladığı haberde yer alması gereken bir konuymuş ama bu konuda yeterli istihbarata sahip olmamam bu konuyu sorgulamamı engellemiş. Gelecek sefere demekten başka bir şansım yok ki bu, Fortune kuralları ile bir seneden uzun bir süreye karşılık düşüyor. Sadece basılı yayına bağlı kaldığımda, Paul’den aldığım, yatırımlarının sayısının 15’e ulaştığı istihbaratını da paylaşmak için bu süreyi beklemek gerekecekti –internet olmasaydı. (Kalanı kağıt üzerine basılı olarak Fortune Türkiye’nin Aralık sayısında yer alıyor)

İstihbarat konusu çevrimiçi medya kullanımı ile çok yakından ilgili. Bu dönüşümü görmek için başka sektörlere bakmak kolaylık sağlıyor. En önemlisi finans sektöründe, üç aylık ve yıllık raporlamanın yanında gerçek zamanlı raporlamanın başlamış olması. Parayı kaybettikten sonra rapor yazmanın anlamı olmadığını anlamaları güzel ama medyanın da elde ettiği enformasyonun benzer özellikte olduğunu anlaması gerekiyor.

Yıllar önce PCWorld ve Macworld dergilerinin yayın yönetmeni olarak çalışırken İngilizce Macworld’ün yayın yönetmeni cesur bir hareket yapıp ayın başında düzenlenen Macworld Expo’nun içeriğini çevrimiçi mecralarında paylaşmıştı. Etkinliğe katılan herkesin gördüklerini yazdığı bir ortamda “güvenilen dergi” de olsanız içeriği bir ay bekletmenizin bir anlamı yoktu. Ancak sonuç bir yenilgi değil, gelen geri besleme ile daha iyi bir dergi içeriğinin ortaya çıkarılması oldu.

Benzer bir aksiyonu son dönemde, kurduğu bin kişilik uzman ağı ve dergiyi baş ürün yöneticisine (Chief Product Officer-CPO) emanet ederek İngilizce Forbes yaptı. Kapaklarını bile ağlarında yer alan kişilere yazdırdıkları oldu ama bu işin kontrolünü dışarı devretmeyi getirmedi. Kaliteden içerideki yapılanma sorumlu.

Şu anda Türkiye’de başarılı bir dergi yaratmak için, ağ oluşturma yeteneği ile sadece habercilikte değil, analiz yapabilme konusunda da uzman bir ekibi bir araya getirmek gerekiyor. Bu, maliyetin biraz yükselmesi anlamına gelebilir ama beraberinde bir münhasırlık ve kendisine özel alan yaratma şansını getirecektir. İngilizce Fortune’da yer alan ve Fortune Türkiye’nin de kullandığı iki sayfalık analiz, internet ile birlikte gücün nasıl dağıtım kanalından içeriğe geçtiğini gösteriyor. Bugün sadece Google araçlarını kullanarak abonelik ve açık tarafları olana bir medya grubu oluşturmak mümkün; video tarafı da dahil olarak.

Ağ tarafına gelince, Warren Buffett ve Bill Gates üzerinden yürüyen “servetlerin yarısını bağışlama planı” tartışmasında Financial Times (FT) ve Fortune arasında yaşanan atışmada gelinen nokta doğru sonucu açık bir biçimde ortaya koyuyor. FT, Buffett’ın briç ve Gates’in kahve arkadaşı olarak yapılan gazeteciliğin gazetecilik olmadığını savunmuştu. Bugün gelinen noktada bu suçlama düşmüş görünüyor. FT’de Amazon CEO’su Jeff Bezos’u, toplantılarından önce yarım saat boyunca rapor okuma alışkanlığı ve eşinin kendisini günlük alması gereken hapları çoraplarının içine yerleştirerek seyahate gönderdiğine kadar yakından tanıma vurgusu yapan köşe yazısını gördüm. Rahmetli babamın dediği gibi “aklın yolu bir”: bir çevreye dahil olmak için söyleneni sorgulamadan yazmak dışında ilgili çevrenin içine girmekte herhangi bir sorun görünmüyor.

Bezos demişken, Paul’ün kendisini çok yakından takip ettiğini ekleyerek kapatayım. Mobilexpress bilgilendirmesinin yapıldığı öğle yemeğinde Bezos’un satın aldığı Washington Post ile ilgileneceği için diğer işlerine zaman ayıramayacağı mesajına değinen Paul, “Ne yapıyor biliyor musun? Zamanını harcıyor. Yapması gereken eski bir şeyi satın alıp ona yeni bir şekil vermeye çalışmak değil, tamamen yeni bir şey kurmaktı. Ben olsam böyle yapardım; istediğim adamları seçer onlarla işi kurardım” diyor. Ancak bu sadece beyin jimnastiği ve medyaya yatırım planını içermiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder