Bu yazıya karar vermem, FT'de tekstil sektörü üzerinden yazılan bir Oxfam yazısının spotunu görmem ile oldu. Yoksa arkadaşlarımla tartışmak benim için yeterli olmuştu. Oxfam'ın etik ticaret başkanı Rachel Wilshaw, "Giyim endüstrisi kadınlara toplumsal statü kazandırdı, kadınlar evlerinden çıktı. Bunu şeytanileştirmemek gerekiyor" diyor.
AKP'nin Türkiye'de yaptığı tam olarak bu oldu; statükoyu değiştirerek bunu sağladılar. Belirli kesimlerin kendilerine yönelik aptalca yaklaşımlar, belirli kesimlerin de açıkça siyasi ve ekonomik şiddet görmesi nedeniyle düşman olmasa da sahiplenme noktasından uzaklaştığı eski rejimin iler tutar yanının kalmaması AKP'nin bu sistemin üzerinden silindir gibi geçmesini sağladı.
Bu yapılırken eski sistemdeki aidiyet sisteminin yerini başka bir sosyal blokun aidiyet sistemi devraldı. Bu yorumu yaptığımda AKP'ye yakın olan arkadaşlarım "Ama AKP her kesimden insanı sokağa çıkaran adımları attı; bunu herkes için yaptı" diyorlardı. Bunun böyle olmadığını hepimiz biliyoruz.
Üstelik bu yapılırken fiyatların ve ücretlerin sabit kalması temelinde bir politika ile hareket edildi. Aynı iş için daha düşük ücret ya da zaman içinde eriyen ücret politikasının uygulanması ülkede garip bir ortam yarattı. Orta Asya'dan gelen bir arkadaşı balık lokantasında garson olarak görmeğe başladık ya da Rumeli Kavağı'nda balık lokantasında "deniz mi çiftlik mi" diye sorduğumuz eleman balığı dondurulmuş ambalajında getirip "ben bilemedim, bir bakın" dedi. Balık restoranları ile ilgili bu iki örnek hayatımın bu eksende yaşanmasından değil; muhafazakar hükümetin geleneksel olanı korumakta ne kadar aciz kaldığının anlaşılması için. Yoksa daha birçok örnek var.
Tempo'da çalışırken hangi partinin ne bilişim altyapısı var diye haber yaptığımızda en gelişmiş (ne yaptığını biliyor yorumunu yapabileceğimiz) yanıtlar AKP'den gelmişti. Rakipleri arasında "ne kullanıyorsunuz" sorusuna sunucunun arkasındaki konfigürasyonu yazıp gönderen bile vardı. Ama yıllar sonra "bir İmam Hatipli yaptı" diye övündükleri Milli Eğitim Bakanlığı sistemi bir karne günü çöküyordu.
Kadıköy-Kabataş hattını vapurdan motora dönüştürdüklerinde geleneksel sürme iskelenin yanında sürme merdiven diye bir şey uydurdular ve bu tekerlekli yapıyı şu anda yerinde tutabilmek için altına takoz sıkıştırıyorlar. Üç ayrı boyda yaptıkları merdivenler alçalıp yükselen Marmara'nın seviyelerini hala karşılamıyor ve hemzemin olamıyor. Aynı şey yeni vapurları iskeleye yanaştırmak için iskeleleri rampa haline getirmelerinde de kendisini gösteriyor; yeni vapurlar başka türlü iskelelere yanaşamıyor.
Eskiden basit bir direk halindeki otobüs durakları reklam alınabilen iri yapılara dönüştürülürken kimse kaldırım boyundaki bu durakların yanında geçmek için yola atlamak gerekeceğini hesaplayamadı. Yerli üretim otobüslerin birçoğunda koltuk tasarlanırken insanların omuzu olduğu unutularak duvara sıfır tasarım yapılıyor. Vesaire vesaire.
Günlük hayatta karşılaştığım basit örnekleri yazmaya çalıştım. Rahat bir zamanda bunun 10 katı mühendislik rezaletini alt alta sıralayabilirim. Bunun en önemli nedeni, "ne olacak biz de yapabiliriz" diye yola çıkıp bakım/onarım maliyeti göklere ulaşan sistemler ortaya çıkarmak. Şunlardan ya da bunlardan olanlar dışındakiler bu alana giremez diye yazılı olan ya da olmayan kuralların oluşturulması.
Cüzdanda iken bazen okunmayan Mavi Kart'ımı cebimde taşımaya başlayınca kendi hatamla kırıp çalışamaz hale getirince hem zaman hem para olarak önemli kayba uğradım. Bu basit hatanın maliyeti, önce jeton arkasından İstanbul Kart, ona yapılan 20 liralık yükleme, merkeze gitme, yeni Mavi Kart derken 40 lira civarına geldi. Ayda 155 lira ödediğim bir alan için önemli bir yük. Görevlilerin bilgilendirme ve kart yenileme konusunda çok büyük destek aldım; teşekkür ederim ama bu nezaket benim hatamdan kaynaklanan ve bana yüklenen bakım/onarım maliyeti canımı yaktı. Bunu daha büyük sistemdeki aksaklıklar ile karşılaştırdığımda zararın çok yüksek olduğunu ama sistemin sahiplerinin bundan canının yanmadığını ve bunun için hiçbir şeyi önemsemediklerini düşünüyorum. Bedeli ne olursa olsun, bir hareket olması yeterli görülüyor. Böyle olunca da ortadan kalkan eski sistem ve sürdürülme maliyeti yüksek olan yeni sistem arasında sıkışıllıyor.
Hükümet bunu dolaylı dolaysız vergiden otopark ücretlerine kadar birçok kanaldan vatandaşın sırtına yükleyerek çözmeye çalışıyor ama bu mantık içinde ekonominin 2023 hedefleri doğrultusunda geçmesi gereken bir sonraki aşama olan değer yaratmadan uzaklaşaıyoruz. İşin bu tarafını daha sonra değerlendireceğim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder